top of page

İtalya’da Şirket Kuruluşu ve Feshi*

Şirket Kuruluşu

İtalyan Mevzuatı uyarınca yurtdışında yerleşik gerçek ve tüzel kişiler tarafından %100 yabancı sermayeli şirket kurmak mümkündür. Yine, yabancıların mevcut İtalyan firmalarına ortak olmak ya da birlikte ortaklık kurma imkanı da bulunmaktadır. Dolayısıyla, yabancıların İtalya’da ortaklık ve şirket kurması ya da şube ve temsilcilik ofisi açmaları önünde gerekli hukuki prosedürlerin tamamlanması halinde bir engel bulunmamaktadır.


İtalyada ağırlıklı olarak görülen şirket yapılanmaları

  1. “Societa a Responsabilita Limitata” (S.r.l.) – Limited Şirket

  2. “Societa a Responsabilita Limitata Semplificata” (S.r.l.S) – Basite İndirgenmiş
    Limited Şirket

  3. “Societa per Azioni” (S.p.A.) – Anonim Şirket’tir.

İtalya’da yabancı yatırımcılar tarafından en yaygın şekilde kurulan ticari yapılar ortakların sorumluluklarının payları ile sınırlı olduğu Limited Şirketler (S.R.L) dir. Limited şirketlerin yanı sıra, şube ve temsilcilik şeklindeki ticari yapılar da, ana firmanın yurt dışındaki yerel birimleri olarak kabul edildiğinden ve Kurumlar Vergisi ve KDV gibi mali yüklerden muaf olarak faaliyetlerini sürdürebildiklerinden uluslararası girişimciler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.

 

2012 yılında benimsenen “Cresci Italia” başlıklı Kararname kapsamında yapılan yeni düzenlemeler çerçevesinde, İtalya’da iki tip limited şirket kurulabilmektedir. Klasik anlamdaki limited şirket, yani S.R.L ve basite indirgenmiş limited şirket yani S.R.L.S (S.R.L semplificata).

 

Organizasyonel esnekliği ve sınırlı sorumluluk dolayısıyla limited şirket, İtalya’da en fazla tercih edilen şirket türüdür. Geçmişte daha çok küçük şirketler limited şirket şeklinde kurulurken, günümüzde daha büyük ve daha aktif işletmeler de limited şirket olarak kurulabilmektedir. Bu yapıda, şirket ortakları, şirket adına ve hesabına hareket etseler dahi şirket yükümlülüklerinden kişisel olarak sorumlu tutulmamaktadır. Limited şirket kuruluşunda, şirket ana sözleşmesi bir noter tarafından hazırlanarak, noter aracılığıyla Ticaret Odası bünyesinde yer alan Şirket Kayıt bölümüne bildirilmektedir. Öte yandan ileride açıklanacağı üzere, İtalya’da şirket kuruluşu için, ortakların “vergi numarası” (codice fiscale) alması gerekmekte ve aynı zamanda oturma ve çalışma izni talep edilmektedir. 

Medeni Kanunu’nun 2463 inci maddesi kapsamında düzenlenen klasik anlamdaki
limited şirket (S.r.l) yapısında, minimum kayıtlı ve fiilen yatırılmış sermaye arasında ayrım bulunmaktadır. Yeni kurulacak bir limited şirket için, gerekli minimum sermaye tutarı 1 Avro’dur. Eğer sermaye tutarı 10.000 Avro ve üzeri ise, şirket sözleşmesindeki kayıtlı sermayenin %25’i, şirket ana sözleşmesinin ortaklar tarafından imzalanması sürecinde şirket yöneticilerine ödenmelidir. Eğer sermaye tutarı 1 Avro ile 10.000 Avro
arasında ise, kayıtlı sermaye sadece nakit olarak ve tümüyle ana sözleşmenin onay safhasında ödenmelidir.

Medeni Kanunu’nun 2463-Bis maddesi çerçevesinde girişimciliği desteklemek üzere uygulamaya konulan basite indirgenmiş limited şirket (S.R.L.S) kuruluşunda ise, kuruluş sözleşmesinin noter tarafından yapılması gerekmemektedir. Şirket kuruluş sözleşmesi, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Ekonomik Kalkınma Bakanlıkları tarafından belirlenmiş standart bir modele göre gerçekleştirilmekte olup, bunun dışına çıkılamamaktadır. Basite indirgenmiş limited şirket, 35 yaş altındaki genç girişimciler tarafından kurulabilmektedir. Bu şirketlerin klasik limited şirketten temel farkı, kuruluş maliyetleridir. Kuruluş sermayesi, basite indirgenmiş limited şirketlerde 1 Avro’dur. Şirket ortakları sadece gerçek kişiler olabilmekte, tüzel kişiler şirkete ortak olamamaktadır. Bu tür limited şirketler tek ortaklı kurulabilmektedir. Klasik türdeki limited şirketten farklı olarak, kayıtlı sermaye tutarı minimum 1 Avro, maksimum 9.999 Avro olabilmektedir. Sermaye nakit olarak ve tümüyle şirket kuruluşu esnasında ödenmelidir. Diğer yandan, şirket sözleşmesi, yukarıda belirtildiği üzere, kanun
tarafından belirlenmiş standart bir model çerçevesinde noter tarafından hazırlanmakta ve noter tarafından bu hizmet karşılığında bir ücret alınmamaktadır.

 

Şirketin kuruluşundaki maliyet avantajlarının bulunması ile birlikte, basite indirgenmiş limited şirketlerin bazı kısıtlayıcı noktalarının olmasıdır. Bunlardan bir tanesi, şirketin ana sözleşmesinin standart bir model olması ve bunun dışına çıkılamaması nedeniyle yönetimsel elastikiyet bu şirketlerde daha düşüktür. Bir diğeri, bu şirketlerin ana sermayesinin yükseltilme limiti 9,999 Avro olduğundan, şirketin büyüme hedefi doğrultusunda ilave edinilecek mal ve teçhizatların olması halinde, kayıtlı sermaye yetersiz kalacağından bu şirketler işlevselliğini yitirebilmektedir.


Gerek klasik anlamda gerekse basite indirgenmiş limited şirket kuruluşunda, öncelikle, İtalya’daki Maliye Ofislerinden (Agenzia dell’Entrate) vergi numarası (codice fiscale) alınması gerekmektedir. Vergi numarası, geçerli bir vize veya İtalya’da ikametgah belirtilmeden Türkiye’deki İtalyan Konsoloslukları’ndan da alınabilmektedir. Geçerli pasaport ve kimlik ile bizzat başvurulması yeterlidir. Başvuru yapıldıktan sonra vergi numarası hemen çıkarılmaktadır.


Vergi numarası almanın diğer bir yolu da İtalya’da işlemleri takip edecek kişiye vekaletname verilmesidir. Vekaletname verilen kişi Maliye Ofislerinden vekil eden kişi adına vergi numarası talep edebilmektedir ancak bu durumda vekil eden kişinin başvuru sırasında geçerli bir vizesi bulunması gerekmektedir.

Klasik anlamda limited şirket kuruluşunda, kayıtla ilgili tüm işlemler İtalyan Noter tarafından gerçekleştirilmek zorunda olup, yine faaliyette bulunulan Bölge Ticaret Odasına kayıt işlemleri de Noter tarafından yapılmaktadır.

 

Şirket kurulumu için notere sunulması gereken belgeler aşağıda yer almaktadır:


− Tüm ortak ve yöneticilerin kimlikleri,
− Ortakların vergi numaraları (codice fiscale),
− Ortakların şirket kuruluş akdinde hazır bulunması veya temsili bir vekaletname vermiş olmaları,
− Şirket ünvanı,
− Şirket adresi,
− Sermaye miktarının ödendiğini gösteren belge,
− Şirket yöneticisinin bu görevi kabul ettiğine dair imzalı beyanı,
− Şirket ana sözleşmesi (İtalyanca).


Şirket sözleşmesinin noter huzurunda imzalanması ile şirket kurulmuş sayılmaktadır.
Ardından şirketin sicile kaydı gerekmektedir. Sicile kaydedilmesi sonrasında, şirket yasal mevcudiyete kavuşmaktadır. Ticaret sicil kaydı faaliyette bulunulacak bölgenin ticaret odasınca düzenlenmektedir ve her şirket bağlı bulunduğu ticaret odasından bir sicil numarası almak zorundadır.

Ticaret Odası tarafından talep edilen belgeler:
− Şirket sözleşmesi, (adres ve sermaye gibi detayları içerecek şekilde),
− Kayıtlı ve ödenmiş sermaye miktarı,
− Yöneticilerin isim ve kişisel bilgileri,
− Her yöneticiye verilen sorumluluklar,
− Her limited şirket için (S.p.A. or S.r.l.) mali durum belgesini Ticaret Odası
bünyesindeki şirket siciline vermek zorundadır.
− Mali durum belgesi İtalyanca düzenlenmesi ve aşağıdaki bilgileri içermek
zorundadır.
ƒ   -Kar ve zarar hesabı,
ƒ   -Bilanço,
ƒ   -İstenildiği takdirde yönetici ve bağımsız denetici raporları.

 

Dünya bankası İş Yapma kolaylığı endeksinde yer alan “işe başlama” göstergesi başlığında, İtalya’da şirket kuruluşunun yaklaşık 6,5 gün sürdüğü belirtilmekle birlikte, sözkonusu belgelerin tamamlanması için ihtiyaç duyulan sürenin uygulamada 1 ile 6 hafta alabildiği, kimi zaman bürokratik sürecin ağır işlemesi ve formaliteler nedeniyle bu sürenin daha da uzayabildiği bilinmektedir.

Yabancı şirketler online olarak şirket kaydıyaptırabilmektedir. Buna göre, online şirket kaydı öncesinde, yatırımcıların sertifikalı bir e-posta adresi ve dijital imza edinmeleri gerekmekte ve bu süreç yaklaşık 5 gün sürmektedir. Gerekli belgelerin noter tarafından onaylanması gerekmektedir. Şirket kaydında takip edilmesi gereken prosedürlerin kurulmak istenilen şirket türüne göre değişiklik gösterdiği unutulmamalıdır. Benzer şekilde şirket kuruluşunda gerekli minimum sermaye tutarı da bir işletme türünden diğerine değişmektedir. Diğer yandan, genel olarak, şirketlerin Sosyal Güvenlik Kurumuna (INPS), yeterli sermayenin doğrulanması ve İtalyan işçilerin sigortalarının kapsamının belirlenmesi için İşgüvenliği Bürosuna (INAIL) kayıt yaptırmaları ve sonrasında Çalışma Bakanlığının yerel ofisini bilgilendirmeleri gerekmektedir.


Diğer bir sermaye şirketi türü olan Anonim Şirket (S.p.A.) kuruluşu da limited şirket kuruluşuna benzer bir kuruluş süreci gerektirmektedir. Diğer yandan, anonim şirket için gerekli minimum sermaye tutarı, 50,000 Avro’dur. Borsada işlem görmek isteyen şirketler için, anonim şirket şeklinde kurulma şartı bulunmaktadır. Bu şirketlerde giderler ve borçlar, şirket malvarlığından, sermayesinden ve şirketin ekonomik kaynaklarından ödenmektedir. Dolayısıyla, ortaklar şirket borçlarından kişisel varlık ve birikimleri ile sorumlu tutulamamaktadır. Yine, anonim şirketlerde de şirket ana sözleşmesi noter tarafından hazırlanmakta ve ticaret odasına kayıt amacıyla bildirilmektedir. Şirket ancak ticaret siciline kaydı halinde aktif hale gelmektedir.


Şube Açmak


İtalya’da şube kurabilmek için kuruluş işlemlerinin noter vasıtasıyla yürütülmesi ve yetkili ticaret mahkemesi ve faaliyete geçilecek bölgede görevli alan ticaret odasına kayıt olunması gerekmektedir. Şube, İtalya’da dolaylı bir şekilde faaliyet yürütmek üzere yabancılar tarafından yeni kurulan şirketlerden (Subsidiary) ve temsilcilik ofislerinden ayrı bir yapılanmadır. Bu bağlamda, şube ayrı bir tüzel kişilik olmayıp faaliyetlerinden ana şirket sorumludur. Şube hakkındaki hususlar, Ticaret Odası bünyesinde yer alan Şirket Kayıt bölümüne kaydettirilmektedir.

Şube kuruluşuna ilişkin hususlar, İtalyan Medeni Kanunu’nda düzenlenmektedir. Kuruluş sürecinin başında, yabancı şirketin öncelikle yasal bir temsilci belirlemesi esastır. Yine, temsilcisinin İtalya’da yerleşik olması ve maaş ve tüm giderlerinin ana şirket tarafından karşılanacağının garanti edilmesi gerekmektedir.

 

Şubenin açılacağı adresin bağlı bulunduğu ticaret odasına şube kaydı yapılmalıdır. Kamu kurumları tarafından yabancı ülkede düzenlenen tüm belgeler, yeminli tercüman aracılığıyla İtalyanca’ya çevrilmelidir. İtalya’da şube açılmasına veya temsilcilik oluşturulmasına ilişkin Yönetim Kurulu Kararı’nın bulunması ve bu Karar’da İtalya’da açılacak şubeye ilişkin (adres, ünvan, temsilci ve yetkilerine ilişkin) detayların açıkça belirlenmiş olması gerekmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, Yönetim Kurulu Kararı’nın İtalyan Noterine ibrazı öncesinde ilgili ülkedeki Noterce tasdik edilmesi ve İtalyanca’ya tercüme edilmesi gereklidir.

 

Tüm bu dokümanlar İtalya’da bir notere sunulmakta, noter tarafından şubelere özel bir sözleşme hazırlanarak, bu belgeler de eke iliştirilmek suretiyle ticaret odasının ilgili birimine iletilmektedir.


Temsilcilik Açmak


İtalya’daki yabancı şirketlerin tüzel kişiliği bulunmayan temsilcilik ofislerinin faaliyetleri temelde iki unsura dayanmaktadır. Buna göre temsilcilik ofisleri,

 

– Yabancı şirket ile ürün ve hizmetlerinin yerel varlığını temsil etmekte ve ticari olmayan faaliyetler sürdürmektedir.


– Kalıcı/süreklilik gerektiren bir temsil gerektirmemektedir.


Temsilcilik ofisinin açılmasında, yerel ofisin, belli dokümanlarla birlikte, Ticaret Odası bünyesinde yer alan ekonomik ve idari endekse/sicile Repertorio Economico Amministrativo (Economic Administrative Index)- kayıt olması gerekmektedir. Eğer ana şirket, AB dışından bir ülkede faaliyet gösteriyorsa, bu şirketin kayıtlı bulunduğu ülkedeki İtalyan Büyükelçiliği tarafından düzenlenmiş, şirketin mevcudiyetini doğrulayıcı bir beyan da talep edilmektedir.

Eğer temsilcilik;


-Depolama, teşhir veya yabancı şirketin mallarının teslimi,
-Yabancı şirket için mal alımı veya bilgi temini,
-Kurulacak yabancı şirketin hazırlık faaliyetlerine yardımcı olmak amacıyla
kuruluyorsa, 

vergilendirme açısından sürekli bir yapı olarak görülmemektedir.


Şirket Feshi


İtalya’da faaliyet gösteren bir şirketin feshi, 3 aşamalı bir süreç gerektirmektedir.
Bunlar;


• Şirket tasfiyesindeki motivasyonun belirlenmesi ve tasfiyenin kabulü,
• Tasfiye faaliyetlerinin yürütülmesi ve
• Şirketin ticaret sicilindeki kaydının silinmesidir.


Bütün şirketler için tasfiyenin gerekçeleri benzerlik göstermektedir. Şirketlerin büyük bir kısmı, şirketin yasal süresinin sona ermesi, şirket hedeflerine ulaşılması ya da ulaşılmasının imkansız hale gelmesi ya da şirket ortaklarının talebi üzerine tasfiye olmaktadır. Diğer tasfiye gerekçeleri, şirket sözleşmesinden kaynaklanabilmektedir. Tasfiyenin doğal bir şekilde şirket sözleşmesinin süresi sonunda gerçekleşmesi ya da şirket sözleşmesinde belirtilen gerekçeler haricindeki durumlarda tasfiye, şirket tescil gazetesinde yayımlandığı günden itibaren yürürlüğe girmektedir. Tasfiye sürecinin son bulması ile birlikte, şirketin tasfiyesi ticaret odasına bildirilerek şirket ticaret sicilinden silinmektedir. Bu işlemler sonrası, tüzel kişilik son bulmaktadır.

 

Zorunlu tasfiye ise, borçlular, alacaklılar, davacı veya İtalyan Mahkemeleri tarafından talep edilebilmektedir. Bu şekildeki tasfiye, genellikle şirketin borçlarını ödeyememesinden ve iflas etmesinden kaynaklanmaktadır. Zorunlu tasfiye halinde, İtalyan şirketin hissedarları son 3 yıldaki bütün şirket kayıtlarını, şirket faaliyetleri hakkında değerlendirmelerini ve alacaklı listelerini Mahkemeye sunmalıdır. İtalyan şirket iflasını duyurmakta ve Mahkeme bir envanter hazırlamak üzere kayyım görevlendirmektedir. İflastan itibaren 60 gün içinde, kayyum tasfiye takvimi belirlemek zorundadır.
 

İtalyan İflas Kanunu’na göre (md. 160), finansal sıkıntılar içerisinde ödeme güçlüğü çeken bir şirket, alacaklılarla konkordatoya gidebilmektedir “concordato preventivo”. Bu tür bir işlem için, borçlunun ilgili iflas mahkemesine yeniden yapılandırma planı sunması gerekmektedir. Başvuru sonrasında, iflas mahkemesi belgeleri ve planın uygulanabilirliğini değerlendirmektedir. Mahkeme, alacaklılarla konkordatoya gitmesini kabul ettiğine dair kararını duyurmaktadır. Bu aşamada, bir hakim ve bir memur bu prodesedürün yerine getirilebilmesi için görevlendirimektedir. Alacaklıların planı onaylamamaları halinde, prosedür başarısızlıkla sonuçlanmak anlamına gelen “fallimento” ya yani iflasa dönüşmektedir. Fallimentonun amacı, alacaklıların haklarını korumak ve ödeme güçlüğü içerisindeki şirketi piyasadan silmektir. Fallimento şirketin ödeme güçlüğü içerisinde bulunduğunun kabul edilmesi ile başlamaktadır. İlgili mahkeme tarafından iflas sürecini yürütmek üzere bir kayyum atanmaktadır. Kayyum, hakimin yönlendirmesi doğrultusunda ve alacaklıların gözetiminde, borçlunun varlıklarını toplamak ve satmak zorundadır. Yetkili iflas mahkemesi, aynı zamanda, işlemleri yönetmek alacaklıların alacakları için bir hakim atamaktadır. İflas işlemleri, çok sayıdaki prosedürel aşamalar dolayısıyla 1,8 yıldan daha fazla sürmektedir. Etkilerini hala hissettiren finansal kriz dolayısıyla İtalya’daki iflas davalarının artması da mahkemelere ilave yük getirmektedir.


Şirket tasfiyesinde şirketin kapanış maliyetlerini öngörmek mümkün olamamakta, şirketin ömrüne, iş hacmine, alacak ve borç tutarına göre masraflar da değişiklik göstermektedir. Diğer yandan, Dünya Bankası “İş Yapma Kolaylığı Endeksi” altında “şirket tasfiyesi”alt göstergesinde İtalya’da iflas sürecinde çalışmada yer alan varsayımlar çerçevesinde, şirket kapanış maliyetleri incelendiğinde harcamaların büyük bir kısmının, avukatlık ücreti (iktisadi varlığın %10’u civarında), iflas temsilci ücretlerinden (iktisadi varlığın %10’una kadar) kaynaklandığı görülmektedir. Maliyetler arasında, iktisadi varlığın %2 si civarında mahkeme ücretleri, bildirim ücretleri (ilan) tasfiye sürecine dahil olan muhasebeciler gibi kişilerin ücretleri de bulunmaktadır.


Gerek gönüllü gerekse zorunlu tasfiye prosedürleri İtalyan şirketin ticaret sicilinden kaydının silinmesi ile sonuçlanmaktadır

 

İtalyan Hükümeti tarafından 2005, 2007, 2009, 2012, 2015 ve 2016 yıllarında şirket tasfiyesi alanında reform sayılabilecek önemli değişikliklere gidilmiştir. Bu çalışmalar, tasfiye ve uygulama prosedürlerinin hızını ve etkinliğini arttırmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. 2006 ve 2012 yıllarında yapılan reformlar, daha çok borçlu odaklı iken son 2 yılda yapılan çalışmalar alacaklılara yöneliktir. Özellikle 2015 yılında yapılan reform ile, alacaklıların tasfiye sürecindeki etkinliği arttırılmıştır. Buna göre, yeniden yapılandırma sürecinde alacaklıların alternatif plan sunabilmeleri ve varlıkların satışlarına daha etkin katılımları mümkün kılınmıştır. 2016 yılında reform sayılabilecek bir başka değişiklik de, şirketlere verilen teminatlı borçlar için mahkeme dışı getirilen uygulamadır. “Martian Paktı” (Martian pact) olarak bilinen uygulama ile, alacaklı, rehnedilen mala el koyabilmektedir. Ancak alacağını geçen fazla tutarı, alacaklı mutlaka tazmin etmek zorundadır. Bu uygulama, uzun mahkeme prosedürlerinden kurtulmaya ve daha önceden yıllar alan tasfiye sürecinin aylara inmesine (6-8 ay) imkan vermiştir.


Tüm bu reform çalışmalarına karşılık İtalya’da şirket tasfiye süreci son derece karışıktır. Bu karmaşıklık, tasfiyeye girmek zorunda bulunan borçlu şirketlerin yeniden yapılandırılma girişimleri neticesinde tasfiye erteleme taktiklerine dönüşebilmektedir Dolayısıyla, tasfiye sürecinin basitleştirilmesi yönünde çalışmaların sürdürülmesi
gerekmektedir.

*Kaynak: T.C. ROMA BÜYÜKELÇİLİĞİ Ticaret Müşavirliği

https://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-235631;jsessionid=3vKKYt4NVSMAnefQh4y-6eiNjbS55PpiRb0WBLhunKqr1KMaEUhP!779630617

bottom of page